Fizyoterapi (Fizik Tedavi), sağlıklı bireyin mevcut güç, dayanıklılık ve normal hareketinin korunmasını ve geliştirilmesini sağlayan bilim dalıdır.
Rehabilitasyon ise; Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) göre sakatlık ve engelliliğin etkisini, sakat ve engellilerin çevreye uyumsuzluğunu azaltmayı amaçlayan tüm önlemlerdir ve bireyi günlük yaşamında mümkün olduğunca bağımsız kılmayı hedefleyen tedavilerin tümüne denir. Fizik tedavi, manuel terapi, terapötik egzersizler, elektroterapi, traksiyon, robotik cihaz uygulamaları, masaj, sıcak-soğuk uygulamalar, hidroterapi, fluidoterapi, kuru iğneleme, yüksek yoğunluklu lazer, kinesiotape, elektrik stimülasyonu gibi birçok uygulamayı içerir.
Tedavi planı kişiye özgüdür. Bireyin egzersizleri yapabilmesi, cihaz uygulamalarında ağrı eşiğinin belirlenmesi iyileşme süreci için oldukça önemlidir. Geçirilmiş bir kazadan sonra oluşan fiziksel fonksiyon bozukluğu, sürekli devam eden akut ve kronik ağrılar, çalışma koşullarından kaynaklanan ağrılar ve duruş bozuklukları ,kas-iskelet sistemi bozuklukları, sporcularda kuvvet dayanıklılık ve dengenin korunması, geliştirilmesi gibi durumlarda fizik tedavi uygulanabilir.
Fizik tedavi uygulama alanı çok geniş bir yelpazeye sahiptir. Çoğu nörolojik, pediatrik, ortopedik, romatolojik ve kardiyovasküler rahatsızlıklarda fizik tedavi , rutine eklenebilir. Örneğin; iş yerindeki ağır çalışma koşulları veya ergonomik çalışmama gibi sebeplerden dolayı oluşan postüral bozukluklar yaşam kalitesini etkileyecek duruma geldiğinde bunun öncelikle sebebinin bulunması, sonra giderilmesi, ardından iyilik halinin korunması, en sonunda ise durumun tekrarlanmaması için önleyici egzersizlerin öğretilmesi ile kişi bilinçlendirilebilir.
Sporcularda mevcut kas gücünün korunması, performansın geliştirilmesi ve özellikle profesyonellerde sakatlıkların önlenmesi için fizik tedavi ve egzersiz planı oluşturulabilir.
Kırık sonrası iyileşme sürecinde fizik tedavi uygulanabilir, özellikle çocuk hastalarda kırık bölgesini koruma altına alarak egzersizleri ihmal etme durumu olabilir. Aile bilinçlendirilmeli ve egzersize katılım sağlanmalıdır. Yaş ile birlikte görülme sıklığı artan üriner inkontinansta (idrar kaçırma) rutin tedavilerinin yanı sıra hastaya pelvik taban egzersizleri öğretilebilir.
Çeşitli sebeplerden dolayı beyin dokusunun yeterince beslenememesi durumunda meydana gelen inme (felç) için özellikle erken dönemde fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları önerilebilir. Parkinson hastalarına aktif şekilde egzersiz yapmaları, fizyoterapist eşliğinde grup tedavi seansları önerilebilir. Bunların dışında, el-diz cerrahisi sonrası gelişebilen kas güçsüzlüğünü gidermek için çeşitli egzersizler ve cihaz tedavileri uygulanabilir.
İş kazası, trafik kazası, yanık, kesici delici cisim yaralanmaları gibi pek çok sebeple elimizde fonksiyon kaybına neden olacak kısıtlanmalar gelişebilir. El yaralanmalarının rehabilitasyonu bu konuya ağırlık vermiş hekim ve fizyoterapistlerce; cerrah ve ortopedist le iletişim halinde, kişiye özel olarak planlanmalıdır. Tendon, sinir, cilt, kemik etkilenimlerine göre mümkün olan en yüksek kazanımın sağlanması fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarının uzman kişiler tarafından yapılmasına bağlıdır. Destekleyici ilaç tedavisi, fizik tedavi uygulamaları, statik veya dinamik ateller, bandajlama, germe ve güçlendirme egzersizleri programın parçalarıdır.
Ergonomi
Ergonomi insan, ekipman ve çevre arasındaki etkileşim sonucunda oluşabilecek fiziksel ve psikososyal sorunların azaltılmasını hedeflemektedir.
Fiziksel sorunların başında, kas iskelet sistemi hastalıkları gelmektedir. Yıllarca ağır fiziksel aktivite gerektiren işlerde çalışanlarda rahatsızlık görüldüğü düşünülmektedir. Günümüzde ise günlük hayattaki alışkanlıklarımızın ve bilgisayar kullanımının da işe bağlı kas iskelet sistemi hastalıkları için yüksek risk oluşturduğu kabul edilmektedir. Bazı püf noktalara dikkat ederek günlük hayatımıza ergonomi kazandırabiliriz.
Fiziksel Öneriler
Bel ve Boyun Ağrısından Korunma
-Özellikle bilgisayar başında 30 dakikada bir pozisyon değiştirin.
-Boynunuzu sürekli öne eğik veya aynı pozisyonda sabit tutmayın.
-Otururken sırtı düz tutun ve yaslanın.
-Telefonla konuşurken, telefonu boyun-omuz arasına sıkıştırmayın.
-Gerekirse boyun kıvrımınıza uyan boyun yastığı ile boynunuzu takviye edin.
-Ağır kaldırmayın, çekmeyin ve itmeyin.
-Taşıyacağınız yükleri eşit olarak her iki elinize bölün.
-Baş seviyesinin yukarısına doğru yük kaldırmayın.
-Gerekirse yardım isteyin.
-Asla ağır cisimleri dengelemeden kaldırmayın.
-Yerden bir şey alırken eğilmeyin, dizlerinizi büküp çömelin.
-Belinizle değil bacaklarınızla yükü kaldırın.
-Ağırlığı mümkün olduğu kadar belinizden yukarı ve vücudunuza yakın tutun.
-Ağır cisimleri çekmeyin, itmeyin ve yukarı doğru kaldırmayın.
-Yatarken orta sertlikte, vücudunuza uyum sağlayacak yatakları tercih edin.
-Salt yer ve tahta üzerine yatmak doğru değildir.
-Yatarken bacaklarınızı gergin tutmayın.
-Sırt üstü yatarken dizlerinizin altına koyulacak küçük bir yastık sizi rahat ettirecektir.
-Kilonuza dikkat edin, dengeli beslenin.
-Günlük gerilim ve streslerinizi azaltın.
-Düzenli ve günlük egzersiz yapın.
-Tempolu yürümek, yüzmek ve koşu sizin için ideal sporlardır.
Ayak ve Ayak Bileği Egzersizleri
Bu bölüm, ayak ve ayak bileği egzersizlerini içermektedir. Hastalığınız ile ilgili egzersiz programını hekiminiz ile birlikte oluşturunuz. Aksi önerilmedikçe gösterilen hareketlere verilen sıra ile günde 3 defa olmak üzere 10 tekrar ile başlayınız. Başlangıçta kendinizi çok zorlamayınız. Egzersiz sonrası hafif ve birkaç dakika süren ağrılar genellikle önemsizdir. Ancak ağrılarınız 2 saatten fazla sürerse veya şiddetli ağrı oluşuyorsa hekiminize başvurunuz. Egzersizleri daha kolay yapabildiğinizde veya ağrıda azalma olduğunda tekrar sayısını artırabilirsiniz
1. Sırtüstü yatar pozisyonda baldırınızın altına ince bir rulo haline getirdiğiniz havluyu yerleştirin ve ayak bileğinizi yukarı doğru çekin. Bu pozisyonda beşe kadar sayıp hemen arkasından ayak bileğini pedala basar gibi aşağıya itin. Bu şekilde de beşe kadar sayıp ilk pozisyonunuza geri dönün. Aynı hareketi diğer ayağınız ile tekrarlayınız.
2. Ayak tabanınız ve topuklarınız yere basacak şekilde bir sandalyeye oturun. Ayaklarınızın dış kenarlarına ağırlığınızı vererek içten dışa ayaklarınızı yükseltin, beşe kadar sayıp tekrar eski pozisyona getirin.
3. Ayaklar yere değmeyecek şekilde yüksek bir yere oturun. Ayak bileklerinizi dairesel olarak önce saat yönünde, sonra aksi yönde döndürün. Aynı hareketi diğer ayağınızla tekrarlayınız.
4. Her iki elle adım atar pozisyonda duvara yaslanın. Bu pozisyonda baldır ve diz arkasında gerilme hissi uyanana kadar kalçanın üst kısmı ile öne doğru yaslanın.
5. Bir masadan destek alarak topuklarınızın üzerine durun ve arkasından parmak ucunda yükselin. Her bir hareket sırasında beşe kadar sayın.
Diz Egzersizleri
Bu bölüm, diz ağrıları tedavisinde kullanılan egzersizleri içermektedir. Hastalığınız ile ilgili egzersiz programını hekiminiz ile birlikte oluşturunuz. Aksi önerilmedikçe gösterilen hareketlere verilen sıra ile günde 3 defa olmak üzere 10 tekrar ile başlayınız. Başlangıçta kendinizi çok zorlamayınız. Egzersiz sonrası hafif ve birkaç dakika süren ağrılar genellikle önemsizdir. Ancak ağrılarınız 2 saatten fazla sürerse veya şiddetli ağrı oluşuyorsa hekiminize başvurunuz. Egzersizleri daha kolay yapabildiğinizde veya ağrıda azalma olduğunda tekrar sayısını artırabilirsiniz.
1. Yatak üzerine ya da yere bacaklar uzatılmış şekilde dik olarak oturun. Dizinizin altına rulo haline getirdiğiniz havluyu koyun ve dizinizin arka kısmı ile ruloyu ezecek şekilde aşağı doğru bastırın. Beşe kadar sayıp kaslarınızı gevşetin. Aynı hareketi diğer bacak ile tekrarlayın.
2. Oturur pozisyonunda iken bacaklarınızın arasında rulo haline getirdiğiniz havluyu koyun. Bacaklarınız arasında havluyu sıkıştırıp beşe kadar sayıp bırakın.
3. Sırtüstü pozisyonda dizinizi bükmeden tek bacağınızı kaldırabildiğiniz kadar yukarı kaldırın. Bacağınızı havada beşe kadar sayarak tutun ve yavaşça aşağı indirin. Diğer bacağınızla da aynı hareketi tekrarlayın.
4. Dik olarak sandalyeye oturun. Ayağınızı sandalyenin arkasına doğru topuğunuzu yukarı kaldırarak götürün. Bu pozisyonda beşe kadar sayıp diğer ayağınızın yanına geri getirin. Bu hareketi beş kere tekrarladıktan sonra diğer ayağınızla aynı egzersizi tekrarlayın.
5. Sandalyede diziniz bükülü oturur durumdayken bir bacağınızı öne doğru uzatıp beşe kadar sayın ve eski haline getirin. Aynı hareketi diğer bacak ile tekrarlayın.
Kalça Egzersizleri
Bu bölüm, kalça ağrıları tedavisinde kullanılan egzersizleri içermektedir. Hastalığınız ile ilgili egzersiz programını hekiminiz ile birlikte oluşturunuz. Aksi önerilmedikçe gösterilen hareketlere verilen sıra ile günde 3 defa olmak üzere 10 tekrar ile başlayınız. Başlangıçta kendinizi çok zorlamayınız. Egzersiz sonrası hafif ve birkaç dakika süren ağrılar genellikle önemsizdir. Ancak ağrılarınız 2 saatten fazla sürerse veya giderek şiddetleniyorsa hekiminize başvurunuz. Egzersizleri daha kolay yapabildiğinizde veya ağrıda azalma olduğunda tekrar sayısını artırabilirsiniz.
Kalça Germe Egzersizleri
1. Sırtüstü pozisyonda bir bacağınızı ileri doğru uzatmaya çalışın. Beşe kadar sayın ve kaslarınızı gevşetin. Hareketi diğer bacağınızla tekrarlayın.
2. Egzersiz yapacağınız bacağı düz tutup, 30 - 40 cm kadar kalçadan yukarı kaldırın. Beşe kadar sayıp bırakın. Aynı hareketi diğer bacakla tekrarlayın.
3. Egzersiz yapacağınız bacağı açabildiğiniz kadar yana doğru yerden kaldırmadan açın ve üçe kadar sayıp eski pozisyona getirin. Aynı hareketi diğer bacak ile tekrarlayın.
4. Dizinizi bükmeden bir topuğu yerden 10 cm yukan kaldırın. Bacağı bir makas gibi içe ve dışa doğru hareket ettirin. Aynı hareketi diğer bacak ile tekrarlayın.
5. Yüzüstü yatar pozisyonda iken bacağınızı, dizinizi bükmeden yerden bir ayak boyu kaldırmaya çalışın. Üçe kadar sayıp eski pozisyona getirin. Hareketi diğer bacağınız ile tekrarlayınız.
Kalça Güçlendirme Egzersizleri
1. Yüzüstü yatar pozisyonda kalçalarınızı sıkın. Beşe kadar sayıp gevşetin.
2. Elastik bir bandı egzersiz yapacağınız ayak bileğinizden geçirip diğer ucunu bir yere sabitleyin. Bir sandalyeye tutunarak bacağınızı öne doğru itin, beşe kadar sayıp bırakın ve diğer bacak ile de tekrarlayın.
NOT: 2. ve sonraki hareketleri bir elastik teraband yardımı ile veya ayak bileğinize bağladığınız bir kum torbası ile yapabilirsiniz.
3. Elastik band geçirdiğiniz bacağınızı, bir sandalyeye tutunarak yana doğru çekin, beşe kadar sayıp bırakın ve diğer bacak ile de tekrarlayın.
4. Elastik band geçirdiğiniz bacaklarınızı bir sandalyeye tutunarak arkaya doğru çekin, beşe kadar sayıp bırakın ve aynı hareketi diğer bacak ile de tekrarlayın.
Osteoporoz Egzersizleri
Bu bölüm, osteoporoz tedavisinde kullanılan egzersizleri içermektedir. Osteoporozda egzersiz, kişiye özgü olmalıdır. Yaş, kemik kaybının derecesi, kemik kırıklarının var olup olmaması, kalp - damar ve solunum sistemlerinin durumu, egzersiz reçetesinin belirlenmesini sağlar. Bu egzersiz broşürü, osteoporoz hastalarında uygulanabilecek genel egzersizleri içermektedir. Özellikle ileri yaşlarda fiziksel aktivite ve spora başlarken egzersiz programınızı hekiminizle beraber oluşturunuz. Aksi önerilmedikçe gösterilen hareketlere verilen sıra ile günde 3 defa olmak üzere 10 tekrar ile başlayınız.
Germe Egzersizleri
1. Ayna karşısında dik olarak durun. Kollarınızı yana sarkıtın. Derin nefes alarak omuzlarınızı "banane" der gibi yukarı kaldırın. Üçe kadar sayıp, nefes vererek omuzlarınızı aşağı indirin.
2. Her iki elinize yarım kiloluk ağırlık alın. Bileğinizi yavaşça büküp açarak hareket ettirin. Bu hareketi 10 kez tekrarlayın.
3. Ellerinizi arkada kuyruk sokumu hizasında birleştirin. Omuzlarınızı geriye çekin. Bu pozisyonda üçe kadar sayıp, kaslarınızı gevşetin.
4. Yüzüstü uzanın ve sırtınıza yaklaşık bir kiloluk ağırlık yerleştirin. Başınızı yavaşça yukarı doğru kaldırın. Beşe kadar sayın. Başlangıç pozisyonunuza dönün.
Güçlendirme Egzersizleri
1. Yüzünüzü bir duvar köşesine dönün. Sırtınız dik pozisyonda, dirsekleriniz 90 derece bükülü iken kollarınızı omuz hizasında kaldırarak duvara koyun. Gövde ağırlığınızla duvara yaslanın, vücudunuzu duvara doğru esnetin, içinizden beşe kadar sayın, ilk pozisyonunuza geri dönün.
2. Bir elastik bandı iki elinizle birer ucundan tutun. Ellerinizi açarak elastik bandı gerin, beşe kadar sayın, başlangıç pozisyonunuza dönün.
3. Ufak bir sırt çantası taşıyarak gün içinde yürüyüş yapın.
Vücut Ağırlığı ile Yapılan Egzersizler
Bu egzersiz dört aşamadan oluşmaktadır. I. aşamadan başlayarak egzersizi yapmanız kolaylaştıkça bir sonraki aşamaya geçebilirsiniz.
I. aşama: Dik bir durumda sandalyeye oturun ve kollarınızı yana doğru sarkıtın. Yavaşça sandalyeden doğrulmaya çalışarak ayağa kalkın.
2. aşama: Başlangıç pozisyonunda iken yavaşça sandalyeden doğrulmaya çalışarak tek ayağınızın üzerinde ayağa kalkın.
3. aşama: Dik bir durumda sandalyeye oturur pozisyonda sağ elinizi sol omzunuza, sol elinizi sağ omzunuza yerleştirin. Yavaşça sandalyeden doğrulmaya çalışarak ayağa kalkın.
4. aşama: Aynı hareketi yavaşça sandalyeden doğrulmaya çalışarak tek ayağınızın üzerinde ayağa kalkın.
Denge Egzersizleri
1. Kollarınız yanda ve ayaklarınız birbirine değecek şekilde ayakta dik durun.
2. Tek ayak üzerinde sabit durarak kollarınızı omuz hizasına kadar yana açın.
3. Düz bir hat üzerinde ön ayağınızın topuğunu arkada kalan ayağınızın ucuna değdirerek "aldım verdim" oyunundaki gibi yürüyün. Dengenizi sağlayana kadar bu egzersizi duvara tutunarak da yapabilirsiniz.
Skolyoz Egzersizleri
Bu bölüm, skolyoz tedavisinde kullanılan egzersizleri içermektedir. Skolyozun tipine göre her egzersiz uygun olmayabilir. Skolyozun yönü ve tipi esas alınarak kişiye özel bir egzersiz programı belirlenmelidir. Bu egzersizlere başlamadan önce mutlaka hekiminize danışarak skolyozunuzun tipine uygun egzersizleri hekiminizle beraber seçiniz.
1. Omuzlar yerle aynı düzlemde olacak şekilde, dizleriniz bükülü, sırtüstü uzanarak düzenli nefes alın. Kalçalarınızı sıkıştırın. Karın kaslarınızı kasarak belinizi yere bastırın.
2. Sırtüstü pozisyonda bacaklarınızı uzatın. Karın kaslarınızı kasarak belinizi yere bastırın.
3. Yavaş biçimde derin nefes alıp göğüs kafesinizi şişirin. Beşe kadar sayıp yavaşça nefesinizi verin.
4. Ayakta dik olarak durur iken sağ kolunuzu başınızın üzerine kaldırarak sol tarafa doğru eğin. Aynı hareketi sol kolunuzu kaldırarak ters tarafa doğru tekrarlayın.
5. Bacaklarınızı uzatarak oturun ve ayak parmaklarınıza değmeye çalışın. Esneklik arttıkça başınızı dizlerinize değdirmeye çalışmayı deneyebilirsiniz.
6. Bağdaş kurarak oturun ve başınızı yere değdirmeye çalışın.
7. Bağdaş kurarak oturun ve ellerinizi başınızın arkasında olacak şekilde bağlayın. Mümkün olduğu kadar yana dönerek dirseğinizi karşı taraftaki dizinize değdirmeye çalışın.
8. Bağdaş kurarak oturun, duvara dayanın, belinizi duvara düz tutmaya çalışın. Her iki elinizi ortada birleştirerek başınızın üzerine kaldırın ve yukarı uzatın.
9. Emekleme pozisyonunda durun. Önce başınızı göğsünüze doğru çekerek sırtınızı kamburlaştırın ve beşe kadar sayın. Sonra başınızı kaldırarak sırtınızı çukurlaştırın.
Bel ve Boyun Fıtıkları
Bel ve boyun fıtıklarının çoğunda fizik tedavi ile düzelme sağlanabilmektedir. Fıtık sonucu oluşan spazm, ödem ve ağrıları gidermek için kızılötesi ışınlar, sıcak uygulamalar, ultrason, traksiyon ve elektriksel akımlar kullanılır. Egzersizlerle de kasların gücünü artırıp, omurganın kemik sistemine düşen gücün dengeli dağılımı hedeflenir.
Diz Eklemi Ağrı ve Kısıtlıkları
Diz eklemi ağrısının pek çok sebebi vardır. Menisküs yırtıkları, osteoartroz, bağ problemleri, çeşitli artritler, bursitler , doğuştan veya sonradan olan şekil bozuklukları diz kapağı problemleri … vb. Fizik tedavide amaç öncelikle ağrıyı hafifletmek ve geçirmek, sonrasında ise diz eklemini geçen kasları güçlendirmektir. Pek çok diz ağrı ve problemi kas gücünün artmasıyla çözülebilmektedir. Eğer eklem hareketinde kısıtlılık da varsa yapılacak egzersizlere germe egzersizleri de eklenerek, kısıtlılık giderilmeye çalışılmalıdır.
Omuz Eklemi Ağrı ve Kısıtlılıkları
Vücudumuzun en hareketli eklemlerinden biri omuz eklemidir. Bu sebepten dolayı sakatlanmalara ve aşınma problemlerine çok sık rastlanır. Omuz ağrısının görülmesindeki en sık sebepler de eklemi oluşturan ve çevreleyen yapıların aşırı ve/veya yanlış kullanımı sonucu görülen tendinit bursit ve kireçlenmelerdir. Bu eklemin ağrı ve kısıtlılığı yaşam kalitesini oldukça düşürür. Giyinme, beslenme, kendine bakım gibi temel ihtiyaçlar yapılamaz veya zor yapılır.
Fizik tedavi programında düzenlenecek; medikal tedavi, sıcak-soğuk uygulama, ultrason, elektriksel akımlar, lazer, manyetik alan vb. gibi tedavi yöntemlerini FTR hekimi belirler. Omuz çevresini güçlendirecek ve varsa kısıtlılığı açacak egzersizler tedavinin vazgeçilmez unsurudur.
Artrozlar (Kireçlenmeler)
Yaygın olarak diz ve kalça ekleminde görülse de, omuz dirsek, el bileği ve diğer eklemlerde de görülebilir.Artroz kelimesi aslında romatizmal bir problemdir. Halk tarafından benimsenen “kireçlenme” bu terimin tam karşılığı değildir ve eklem içinde kireç oluşması gibi bir durum söz konusu değildir.
İlaç ve fizik tedavi ile artroza bağlı şikayetler tedavi edilebilir. Malesef bu olayı tersine döndürecek bir ilaç veya başka tedavi yöntemi şimdilik yoktur. Mevcut yöntemler arasında en ucuzu en mantıklısı ve hastaya hiçbir zararı olmayan yöntem fizik tedavidir.Hastalığın belirtilerini hafifletir ve ilerlemesini yavaşlatır. İlerlemiş vakalarda cerrahi gerekebilir.
Sinir Sıkışmaları
Gerek ameliyat gerektirmeyen hafif durumlarda gerekse de daha ciddi olan ve cerrahi uygulanmış sinir sıkışmalarında Fizik Tedavi yoğun olarak kullanılan bir tedavi yöntemidir. Sinirin sıkıştığı bölgede rahatlaması ve iyileşmesinin hızlanması için Fizik Tedaviden yararlanılır. Su tedavisi, parafin, ultrason, TENS, manyetik alan gibi uygulamalar gerekli görülürse hekim tarafından ilaçla desteklenir. Yapılacak egzersizler ile eklem sertliklerinin giderilmesine ve kasların güçlendirilmesine çalışılır. Aynı rahatsızlığın tekrarlamaması için hastaya; mesleki faktörlerin düzenlenmesi, ergonomi eğitimi ve kullanım hatalarının düzeltilmesi için eğitim verilmelidir.
Burşit ve Tendinitler
Omuz, diz, dirsek, el ve ayak bileği, kalça çevresindeki yumuşak dokuların iltihabi durumudur. Bursa denilen ve eklemi rahat hareket etmesi için bir nevi yağlamakla görevli sıvı keselerinin iltihabına “Bursit” denir. En sık bursit sebepleri aşırı kullanım, zorlanma ya da travmadır. Tendinit ise tendon(kiriş) denilen bağ dokularının iltihabıdır. Tendonlar, kaslardaki hareketi kemiğe iletir ve kemiğin hareket etmesini sağlarlar.”Tendinit” etkilenen bölgede sık sık tekrarlanan zorlanma veya yaralanma sonucu oluşur. İleri yaş her iki durumda da yaralanma eğilimini artıran bir faktördür.
Bu durumların tedavisindeki ilk hedef ağrıyı ve yangıyı azaltmaktır. Ağrılı bölgenin hareketlerini kısıtlamak gerekebilir. Medikal(ilaç) tedavi ve Fizik tedavi uygulamaları tedavinin bölümleridir. Israrcı vakalarda kortizon enjeksiyonu gerekebilir. Bir yıla yakın geçmeyen şikayetlerde ve kas bütünlüğü bozulmuşsa cerrahi düşünülebilir. Fizik tedavi ajanlarının yanısıra germe-gevşeme ve kuvvetlendirme egzersizleri mutlaka tedaviye eklenmelidir.
ESWT (Şok Dalga Tedavisi)
“Extracorporeal Shock Wave Therapy “ kelimesinin kısaltması olan ESWT vücut dışında oluşturulan güçlü ses dalgalarının çelik başlıklı bir aplikatör vasıtasıyla vücudun istenilen bölgesine odaklanmasına dayanan girişimsel olmayan yeni bir tedavi şeklidir. ESWT topuk dikeninde %85-90, tenisçi ve golfçü dirseğinde %70, omuz kireçlenmesinde %80 başarı oranına sahiptir. ESWT’ nin ciltte hafif kızarıklık şişlik dışında önemli bir yan etkisi bulunmamaktadır. Hastalar tedaviden sonra günlük işlerine devam edebilirler.Anestezi gerektirmeyen, uygulaması kolay, hızlı ve etkili bir tedavi yöntemidir. Topuk dikeni, tenisçi ve golfçü dirseği, kalsifiye tendinit, plantar fasciitis, tetik noktalar, kaynaması gecikmiş kırıklarda ESWT kullanılabilir.
Pedalo Sensamove Balans Testi ve Denge Eğitimi
Hastaların denge ve ağırlık aktarma problemlerinin tespiti ve düzeltilmesi için geliştirilmiş bir settir. Tedaviye başlamadan uygulanacak test ile hastanın ağırlığını yoğun olarak aktardığı bölge grafiksel olarak tespit edilir. Tedavinin sonunda yapılacak karşılaştırma ile uygulanan programın etkinliği belirlenir. Ayrıca yazılımında bulunan egzersiz ve oyun yöntemleri dengenin artması ve ağırlık aktarımı sayesinde gövde kaslarının da kuvvetlenmesini sağlar. Özellikle ayakta durma ve yürüme dengesinin bozuk olduğu hastalıklarda (MS, Parkinson, Hemipleji, Serebral Palsi…) oldukça etkili ve eğlenceli bir eğitim yöntemidir.
Sıklıkla sporcu ve ortopedik rehabilitasyonunda kullanılan yöntem çok hızlı iyileşmeye ve hastanın şikayetlerinin azaltılmasına imkan verir. Hiçbir ilaç içermeyen özel bantlar manuel terapistler tarafından eklem ya da doku istenilen pozisyona getirildikten sonra o pozisyonun korunması ve tedavinin etkinliğinin sürdürülmesi amacıyla uygulanır. Kinezyolojik bantlama Japonya'da yaklaşık 50 yıl önce geliştirilmiş fakat Avrupa ve Amerika'da olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda tanınmaya başlamış özel bir tedavi ve bantlama yöntemidir.
Bel-sırt-boyun ağrıları, omuz, dirsek, el, el bileği ve parmakları ilgilendiren ağrılı problemler, diskopatiler postür ve duruş bozuklukları, kalça, diz, ayak, ayak bileği ağrıları, diz ve kalçanın dejeneratif artritleri, küçük meniskal yırtıklar, tendinitler, musküler strainler, post operatif evre (meniskopati gibi), ayak bileği burkulmaları, plantar ağrılar, epin kalkanei, huzursuz bacak sendromu, spor yaralanmaları sonrası veya yaralanma öncesi önleyici uygulamalar, epikondilitler, karpal tünel sendromu, hamilelik süresince gelişen ağrılı eklem problemleri ve ödem, cerrahi sonrası görülen ödem, nörolojik hastalıklarda görülen kas kuvvet yetersizlikleri ile hareket algısı ile ilgili bozukluklar, düşük ayak, romatizmal hastalıklar ve fibromiyalji, lenfödem, gerilim tipi baş ağrısı, temporomandibular eklem bozuklukları, kompartman sendromu.
Lenfödem (Fil Hastalığı) Nedir?
Sıklıkla uzuvların etkilendiği vücudun bir bölümünün şişmesidir. Aynı zamanda yüz, gövde, karın veya genital bölgede de ortaya çıkabilir. Dokular arası boşlukta anormal miktarda protein ve su birikmesiyle karakterize ve lenfamatik sistemin mekanik yetmezliğine bağlı olarak gelişir.
Lenfödemin Nedenleri
Lenfödem Primer ve Sekonder olmak üzere sınıflandırılır.
-Primer Lenfödem: Lenf sisteminin yapısal bozukluğu sonucu doğum anında veya daha ileri yaşlarda ortaya çıkar.
-Sekonder Lenfödem: Daha yaygın olup sıklıkla kanser cerrahisi ve radyoterapi sonrası ortaya çıkar. Şiddetli toplardamar yetmezsizliklerinde de lenfödem ortaya çıkabilir.
Lenfödemin Evreleri
Evre 1: Şişlik uzvun yükseltilmesiyle geçici azaltılabilir. Kompleks boşaltıcı fizyoterapiyle şişlik tamamen iner.,
Evre 2: Ödem dokusu gittikçe sertleşmeye başlar.
Evre 3: Bakteriyel enfeksiyonlarla birlikte cilt değişiklikleri şişliğe eşlik eder. ‘Fil Evresi’ de denir.
Kompleks Boşaltıcı Fizyoterapi (KBF)
1- Manuel Lenf Drenajı: Lenf damar sisteminin çalışmasını artıran nazik bir manuel tedavi tekniğidir.
2- Kompresyon Tedavisi: Etkilenen bölgede sıvının tekrar birikmesini önlemek amacıyla uygulanır.
3- Egzersiz
4- Cilt Bakımı
Kompleks Boşaltıcı Fizyoterapinin Kullanıldığı Alanlar
1- Lenfödem
2- Kronik Venöz Yetmezlik
3- Cerrahi Sonrası Şişkinlik
4- Travma Sonrası Şişlik
5- Lipodem-Lipolenfödem
6- Ampüte Güdük Ödemi
7- Migren Ağrısı
Lenfödem Hastalığı, Neden Lenfödem Fizyoterapisti Tarafından Tedavi Edilmelidir?
Lenfödem tedavisi uygulamaları, her bölgede yönleri farklı seyreden lenf damarları boyunca özel yöntemlerle yapılır. Bu sebeple taedaviyi anatomi bilgisi tam, uluslararası standartlarda eğitim almış ve sertifikası olan lenfödem fizyoterapisti yapmalıdır. Eğitimsiz kişiler tarafından yapılan yanlış uygulamalar ödemi artırır.
İnme (Hemipleji) Rehabilitasyonu
Vücudun sağ ya da sol yarısında görülen felce hemipleji denir. Dünyada en sık karşılaşılan beyin ve sinir sistemi hastalıkları inmelerdir. Çoğu kez beyin damarlarının tıkanmasına veya beyin kanamasına bağlıdır. Kafa darbeleri, beyin ameliyatları, zehirlenmeler ve mikrobik hastalıklardan da olabilir. En büyük risk faktörü yüksek tansiyondur. Sonra şeker hastalığı, kalp problemleri, sigara-alkol kullanımı, kolesterol de riski artıran faktörlerdir. Olayın meydana geldiği beyin bölgesine ve büyüklüğüne göre çeşitli tablolar ortaya çıkar. Kol ya da bacak daha az etkilenebilir. Konuşma, anlama, görme bozuklukları eşlik edebilir.
İnme tedavisi multidisipliner bir ekip işidir. Beyin cerrahı, nörolog, fizik tedavi hekimi, fizyoterapist, rehabilitasyon hemşiresi, psikolog, iş-uğraşı terapisti gibi pek çok ekip üyesi gerekebilir. Aile de rehabilitasyon programında önemli bir yere sahiptir. İlaç tedavisi ve hastanın stabilitesi ile yoğun bir rehabilitasyon programına başlanmalıdır. Başarı oranını; hastanın yaşı, daha önce beyin hasarı olup olmadığı, görme-algılama-zihinsel problemlerin eşlik edip etmediği belirler .Ayrıca hastanın katılımı ve aile desteği de çok önemlidir.Bu hastaların rehabilitasyonunda çeşitli özel teknikleri içeren egzersiz ve uygulamalar esastır. Bu uygulamaların mutlaka fizyoterapistler tarafından yapılması gerekir. Bilinçsiz yapılacak egzersizler fayda değil zarar verecektir.
Serebral Palsi (SP-CP)
Serebral Palsi doğum esnasında beynin oksijensiz kalması sonucu bebekte gelişen beyin hasarıdır. Çocuğun beynindeki etkilenen alanın yeri ve büyüklüğüne göre çeşitli türleri vardır. En sık spastik serebral palsi görülür. Kol ve bacak tutulumları değişiklikler gösterebilir. Zihinsel problemler de yaklaşık 3/1 oranında görülmektedir.
İlk belirtiler genellikle çocuğun baş kontrolü, dönme, oturma, ayakta durma gibi gelişimlerinin gecikmesiyle anlaşılır.Aileler bebeklerinin gelişimini çok dikkatli takip etmelidir. 3.ayda başını tutamayan, 4-5. ayda dönemeyen, 6-7. ayda oturamayan bebeklerin önlem olarak bir uzmana gösterilmesi faydalıdır. Günümüzde düzenli doktor kontrolü, erken tanı yöntemlerinin gelişmesi ve daha bilinçli aileler sonucunda bu çocuklar çok erken tespit edilebilmektedir.
Tedavi bir ekip işidir. Çocuk nöroloğu, FTR uzmanı, fizyoterapist, ortez-protez teknikeri, özel eğitim uzmanı, psikolog, ortopedist ve anne-baba da bu ekibin içindedir.Çocuktaki gelişmeye göre ortez kullanımı,cerrahi müdahale, iğne uygulaması, ev-okul düzenlemeleri gerekebilir.
Egzersiz, SP rehabilitasyonunun temelidir. Fizyoterapistler, germe-güçlendirme, eklem hareketini artırma, denge, motor gelişim egzersizlerinin yanı sıra eğitimlerini aldıkları bazı özel teknikleri de uygularlar. Bunların başlıcaları: Bobath, Peto, Vojta gibi tekniklerdir. Ayrıca ailenin yaptırması uygun olan egzersizler de mutlaka öğretilmeli ve gelişim durumuna göre takip edilmelidir.
Multipl Skleroz (MS)
Beyin ve omurilikte bazı bölgelerin hasara uğraması ve plak oluşumuyla karakterize kronik bir sinir sistemi hastalığıdır. Kesin nedeni tam olarak belirli değildir. Kadınlarda daha sık görülür. Yürüyüş, koordinasyon mesane etkilenmesi ile birlikte hastalarda fonksiyonel ve mental problemler gelişir. Tek taraflı görme problemi , göz ağrısı, diplopi(çiftgörme), kol-bacak güçsüzlüğü ilk belirtileridir.Genellikle ataklar halinde seyreder. Çok sık atak olabileceği gibi yıllarca da ara olabilir. Son yıllarda bulunan yeni ilaçlarla MS tedavisinde önemli gelişmeler olmuştur.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon MS tedavisinde önemli bir yere sahiptir. Hastanın durumuna göre tedavi programı kişiye özel hazırlanmalıdır. Genel amaç; kayıpları telafi etmek ve hastanın fonksiyonel kapasitesini artırmaktır. Yorgunluk, yürüme problemi, transferler, araç kullanımı, işyeri adaptasyonu çözülmesi gereken sorunlardır. Hastanın bulunduğu ortamın serin olması egzersizlerin aşırı zorlanmadan az tekrarlarla ve dinlenerek yapılması çok önemlidir. Ortez desteği gerekebilir. Yine iğne uygulaması bazı hastalarda olumlu sonuçlar verir. Tedavinin etkin olması için nörolog, FTR hekimi, fizyoterapist biraraya gelerek hastaya özel programı belirlemelidirler.
Parkinson
Beyin dokusundaki bazı merkezlerin fonksiyon bozukluğu ile ortaya çıkan kronik bir sinir sistemi hastalığıdır. Sebebi tam olarak bilinmemektedir. 65 yaş üstü daha sık görülür. El ve ayaklarda titreme, yavaş hareketler, duruş ve yürüyüş bozuklukları, mimik hareketlerinin yapılamaması, ilk belirtilerdir. Zamanla yutma zorluğu, iştahsızlık, kilo kaybı, depresyon ortaya çıkabilir.
Hastalığın teşhisi ve ilaçların düzenlenmesi ile birlikte Fizik Tedaviye de başlamak gerekir. Eklem hareketlerini artırmak, denge yürüme ve koordinasyon problemlerini çözmek temel amaçlardır. Konuşma ve yutma problemleri, kondisyonun artırılması ile de ilgilenmek gerekir. Hastalara yürüme merdiven inip çıkma, çökme kalkma egzersizleri ve güvenli olarak yere düşme yerden kalkma da öğretilmelidir.
Omurilik Yaralanmaları
Omurilik yaralanmalarının %60'ı 30 yaşın altındadır. Genç erişkin erkeklerde daha sıktır. Türkiye'de olguların %85'inin sebebi trafik kazaları ve düşmelerdir. Omurilik yaralıların 2/3'ü paraplejik (bacaklarda felç), 1/3'ü tetraplejiktir (kol ve bacaklarda felç).
Rehabilitasyonla bütün hastalarda önemli fonksiyonel kazanımlar olur, ancak bu yürüme düzeyinde olmayabilir. Omurilik yaralanmasının seviyesi, yaralanmanın tam ya da kısmi olması, hastanın yaşı ve eşlik eden hastalıklar ambulasyona (hareketlenmeye, yer değiştirmeye) etkili faktörlerdir. Beyine yakın seviyelere göre alt seviyelerdekilerin, tam olanlara göre kısmi olanların, yaşlılara göre gençlerin ve başka hastalığı olmayanların hareket etme şansı daha yüksektir.
Başlangıçtan itibaren eklem sertliklerini önlemek ve spastisiteyi azaltmak için hastaya uygun pozisyon verilir ve tüm eklemlere "eklem hareket açıklığını" koruyacak egzersizler yaptırılır. Potansiyeli olan hastalara gelişme sağlandıkça adım adım yatak içinde yer değiştirme, oturma, tekerlekli sandalyeye geçme, ayakta durma, denge, yürüme, iş uğraşı eğitimleri verilir. Seviyeye göre yardımcı cihaz- breys verilmesi çeşitli modifikasyonlar yapılması gerekebilir. Ayrıca etkilenmemiş dahi olsa kol-omuz ve gövde kaslarının da daha güçlü olması hedeflenir. Bu sayede hasta transferlerde daha rahat olacaktır.
Kas Hastalıkları
Kas hastalıklarında genel olarak, ilerleyici kas zayıflığı, kas kısalıkları, kontraktürlerin oluşturduğu şekil bozuklukları yani deformiteler ve bunların sonucu oluşan fonksiyon kaybı ve aktivitelerde yetersizlikler görülür. Çoğunlukla genetiktir ve pek çok tipi vardır. Bugün için kesin tedavisi olmayan tiplerinde fizyoterapi ve rehabilitasyon yaklaşımları özellikle önemli yer tutmaktadır.
Kas hastalıklarının rehabilitasyonunda farklı fizik tedavi yöntemleri kullanılmaktadır.
Bu yöntemler:
1. Egzersiz Tedavisi: Tedavide en etkili yöntem egzersizdir.
a)Germe egzersizleri: Bu hastalıklarda özellikle kalça, diz ve ayak bileği çevresindeki kaslarda meydana gelen kas kısalıkları eklemlerin hareket miktarını kısıtlar.
b)Kuvvetlendirme egzersizleri: Kas hastalıklarında kas kuvvetinin korunmasında en etkili yöntem kuvvetlendirme egzersizidir.
2.Elektrik Stimülasyonu: Kas hastalıklarında kas kuvvetini korumak amacıyla kullanılan bir yöntemdir.
3.Sicak Uygulamalar: Kas hastalıklarında özellikle germe egzersizleri öncesinde sıcak uygulamalar önerilebilir.
4.Hidroterapi (Havuz Tedavisi): Su içinde suyun kaldırma kuvveti sayesinde daha kolay hareket yapılabilir. Bu özellik kas hastalarının kas zayıflığı nedeniyle su dışında yapamadığı bazı hareketleri su içerisinde yapmasını kolaylaştırır.
5.Ortez(Splint) Uygulamalari: Vücutta uzuvları korumak, desteklemek, yapamadığı harekete yardımcı olmak veya istenmeyen hareketi engellemek amacıyla çeşitli materyallerden yapılan cihazlardır. Ortez uygulamaları kas hastalıklarının tedavisinde önemli bir yer tutar. Her hastanın ihtiyacına göre planlanan bu uygulamalarda doğru zamanlama çok önemlidir.
6.Solunum Fizyoterapisi: Kas hastalığı olanlarda solunum problemleri görülebilir. Solunumla ilgili en sık karşılaşılan sorunlar; sık sık tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonları, nefes darlığı, hırıltı, öksürme ve balgam çıkarmada zorluk ve uyku sırasında görülebilen solunum sıkıntılarıdır. Solunum fizyoterapi yöntemleri ile kas hastalarında görülen solunum problemleri kontrol altına alınabilmektedir.
Total Eklem Protezleri
Protez düşünülen hastalarda eklemler ağrı ve kısıtlılık nedeniyle az kullanılır. Bunun sonucunda o eklemi çalıştıran kaslarda güçsüzlük gelişir. Eğer hasta operasyondan önce Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon programına alınırsa, sertleşmiş dokular gevşer, eklem hareket açıklığı artar, kaslar güçlenir. Bu durum protezin takılmasından sonraki iyileşme sürecinde hastaya çok fayda sağlar.
Protez takılırken ameliyat sırasında pek çok kas, tendon, bağ doku ve damar kesilir. Operasyondan sonra eklem şiş, ağrılı ve kısıtlıdır. Takılan protezi ve o eklemi etkili kullanabilmenin en iyi yolu, operasyon sonrası başlanılacak Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon programıdır. Protezin ömrü, normale yakın kullanımı ve stabilitesi operasyon sonrasında hastanın eklem hareketlerinin açılmasına ve kasların eski gücüne dönmesine bağlıdır. Fizik Tedavi uygulamaları ve kullanılacak bazı cihazlarla hastanın ağrı ve ödemi giderilir. Uygulanacak egzersiz programı ile hareket kısıtlılığı açılır, kaslar güçlendirilir. Cerrahisine kadar mükemmel yapılmış olursa olsun, protez takıldıktan sonra kullanılamayan bir eklem tıbben başarısızlıktır. Bu yüzden her türlü protez uygulamasında protez öncesi ve sonrası Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hayati önem taşır.
Çapraz Bağ Yaralanmaları
Günlük hayatta oldukça sert hareketlere ve zorlanmaya maruz kalan diz eklemi vücudumuzdaki en önemli eklemlerdendir.Bu eklemi oluşturan kemikler 4 tane çok sağlam bağ ile birbirine bağlanmıştır.Bunların 2 tanesi iç ve dış yanlarda, biri önde diğeri de arkadadır.Önde ve arkada bulunanlar çapraz şekilde kemiklere yapıştığından "ön ve arka çapraz bağ" adını alırlar. Bu çok sağlam bağlar bazı beklenmedik durumlarda sert darbeler aldığında özellikle de dizin kendi etrafında dönmeye zorlanmasıyla yırtılabilir veya zedelenebilir. Bu yırtıklar kısmi veya tam olabilir. Kısmi yırtıklar gerekli tedavileri uygulayarak bir süre sonra ameliyatsız düzelebilirler. Tam yırtıklar ise ameliyatsız iyileşemezler. Aktif sporcu olmayan kişilerde ameliyat öncesi medikal tedavi ve Fizik Tedavi imkanlarını denemekte fayda vardır. Aktif sporcular ise yırtık teşhisi ile birlikte ameliyat olmalıdırlar.
Hastalara ameliyat öncesi veya sonrası uygulanacak Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon programı, kasların güçlenmesi elastikiyetin artırılması ve eklem hareket açıklığının kazanılması için çok önemlidir. Hastanın en kısa sürede eski yaşantısına dönmesi ve dizini fonksiyonel olarak kullanabilmesi programın başarısına bağlıdır.
Menisküs Yırtığı
Menisküsler diz eklemimizin önemli parçalarıdır. Kemik yüzeylerin uyumunu sağlarlar. Menisküs yırtıklarında ağrı ani ve şiddetlidir. Diz şişer bazen kilitlenebilir. Diz şişliğinin giderilmesi için soğuk uygulama, elevasyon ve bandajlama gerekebilir. Şişlik geçtikten sonra egzersiz ve sıcak uygulamaya geçilebilir. Semptomlar geçmezse cerrahi endikasyon doğar.
Spor Sakatlıkları
Spor aktiviteleri sırasında oluşabilen sakatlanmalardır. Aktif sporcularda olabileceği gibi normal kişilerin de oldukça sık karşılaştığı problemlerdir. Aşırı yüklenme, ısınma hareketlerinin yapılmaması veya ters hareket sonucu gelişebilirler. Ağrı ve şişliğin giderilmesi, eklem hareketinin tekrar kazanılması ve kas gücünün önceki seviyeye çıkarılması esastır. Bu amaçla çeşitli elektroterapi yöntemleri ve egzersiz programları uygulanır. Özellikle aktif sporcularda erken dönemde başlanılacak Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon tekrar spora dönüş için çok önemlidir.
Travma Sonrası Kırık-Çıkık Ve Yumuşak Doku Hasarları
Trafik kazaları, iş kazaları, ev kazaları, adli olaylar gibi pek çok sebeple vücudumuzdaki kemik dokuların bütünlüğü bozulabilir. Aynı şekilde yumuşak doku hasarı gelişebilir. Bu travmalar sonrasında yapılacak cerrahi müdahalenin veya alçılama gibi konservatif uygulamaların, eklemlerde kısıtlılık ve kas gücünde azalma gibi sonuçları doğabilir. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon programında uygulanacak elektroterapi uygulamaları ve egzersizler ile kısıtlılıkların giderilmesi kas gücünün geri kazanımı hedeflenir. Kişinin işine, evine, okuluna kısacası eski yaşantısına hızla geri dönebilmesi için Fizik Tedavi çok önemlidir.
Osteopati sadece semptomu değil semptom ile birlikte semptomun asıl sebebini bulup tedavi eden tıbbi bir tedavi şeklidir.
Osteopati; visseral, kranial ve pariyetal osteoapati olmak üzere üçe ayrılır. Ama bu üç yöntem tedavide iç içe kullanılır.
Visseral osteopati: İç organlar ve etraflarındaki anatomik strüktürlerin hareket kısıtlılıklarının muayene ve tedavisini içermektedir.
Kranial osteopati: Cranio sacral sistemde Cranial kemiklerin küçük ince hareketleri, sacrumun hareketleri ve bunlara ait dokuların hareketlerinin muayene-tedavisini içerir.
Pariyetal osteopati: Eklemler, kaslar, tendonlar, fasyaların hareket kısıtlılıkları muayene ve tedavi edilirler.
Osteopatiyle Tedavi Edilen Hastalıklar Nelerdir?
-Bel fıtığı
-Mekanik bel ağrıları
-Boyun fıtığı ve boyun ağrıları
-Çene eklemi ağrıları, diş gıcırdatma
-Fibromiyalji
-Migren
-Sinüzit
-Trigeminal nevralji
-Baş ağrıları
-Skolyoz
-Siyatik
-Diz ve ayak bileği ağrıları
-Menisküs
-Kalça bölgesi ağrıları
-Yüz felci
-Serebral palsi
-Kronik kabızlık
-Omuz, dirsek, el bileği ve el problemleri
Manuel Terapi ve Manipülasyon
Manuel terapi elle tedavi anlamına gelir. Omurga ve eklemlerdeki çıkık, yarıçıkık ve tüm yer değiştirmelerin fizyolojik sınırlar içinde birtakım özel egzersiz ve manevralarla fizyoterapist tarafından normal anatomik pozisyonuna getirilmesidir. Omurga ve çevresel eklemlere fizyoterapistin yaptığı müdahalelere manipülasyon denir. Manuel terapi sıklıkla kas, kemik, eklem ve bağ dokusu ile ilgili iskelet ve kas sistemi sorunlarını tedavi etmek için kullanılır. Omurga ve ekstremite eklemlerindeki ağrı ve fonksiyon bozukluklarının tedavisinde yüzyıldan fazla bir süredir uygulanan manuel terapi, maniplasyon, mobilizasyon, özel germe teknikleri, postizometrik relaksasyon teknikleri ve klinik bantlama teknikleri gibi yöntemler içerir. Manuel terapinin amacı, eklemlerdeki blokaj olarak adlandırılan kısıtlanmış hareketi postüral denge içinde en yüksek derecede ve ağrısız arttırıp, fonksiyonu sağlamak ve beden mekaniğini korumaktır. Manuel terapinin etkin ve güvenli uygulanması için lokomotor sistemin anatomik, biyomekanik ve nörofizyolojik olarak detaylı değerlendirilmesi gerekir. Manuel terapi teknikleri endikasyonlar ve kontrendikasyonları seçebilen özel eğitimli fizyoterapistler tarafından yapılmalıdır.
Genel anlamıyla spastisite olarak adlandırılan “serebral palsi” bir merkezi sinir sistemi hastalığıdır. En büyük sebebi beynin bir müddet oksijensiz kalarak hasar görmesidir. Bu hasar maalesef büyük oranda kalıcıdır fakat ilerleyici değildir.
Beynin oksijensiz kalması doğum öncesinde, doğum sırasında veya doğumdan hemen sonra olabilir. Bu sebepler arasında en sık olanlar kordon dolanması, bebeğin kendi dışkısının solunum yoluna kaçması ve doğum sonrasında solunum refleksinin kaybolmasıyla beynin oksijen yetersizliğine girmesi sayılabilir.
Serebral palsi merkezi sinir sistemini etkilemesine rağmen, en büyük etkisini son organ olarak kas-iskelet sisteminde göstermektedir. Merkezi sinir sisteminden gönderilen hatalı sinyaller nedeniyle bazı kaslarda spastisite-sertlik olmakta, bazı kaslarda ise güçsüzlük gelişmektedir. Bunun sonucunda da üst veya alt kas-iskelet sisteminde kasların kontrolüyle ilgili ciddi sorunlar görülebilmektedir.
HER SEREBRAL PALSİ AYNI DERECEDE DEĞİLDİR.
Beynin etkilenen bölümüne ve etkilenme ciddiyetine göre farklılıklar görülmektedir. Serebral palsinin etkilenme bölgelerine göre quadripleji (her iki kol ve bacak etkilenmesi), dipleji (bacaklar kollardan fazla etkilenir) veya hemipleji (vücudun bir kısmı etkilenir) gibi anatomik sınıflandırması bulunmaktadır. Bunlar arasında bacakların fazlaca etkilendiği dipleji hem sıklığı hem de yürümeyi bozduğu için fonksiyon kaybının belirgin olması nedeniyle önem taşımaktadır.
OLUŞAN HASAR TEDAVİ EDİLEMİYOR.
Serebral palside oluşan beyin hasarını günümüzde tedavi edebilmek mümkün değildir. Fakat oluşan fonksiyon bozukluklarına cerrahi ve cerrahi dışı yöntemlerle müdahale edebilmek mümkündür. Serebral palside rehabilitasyon son derece önemlidir. Bu hem kaslardaki spastisitenin azaltılması hem de kaslardaki sertliğin ilerlemesinin durdurulması açısından son derece önemlidir. Bu nedenle uygun ellerde düzenli rehabilitasyon son derece önemlidir. Fakat bazı durumlarda rehabilitasyon düzgün yapılsa da, spastisite fonksiyonları ciddi derecede bozmaya başlayabilir. Bu durumda ortopedik cerrahi yöntemlerin devreye girmesi gerekir. Bu cerrahi yöntemlerin büyük çoğunluğunu bacak ve ayaklara yapılan işlemler oluşturmaktadır. Bunun sebebi de serebral palside bacakların daha fazla etkilenerek yürüme fonksiyonunu fazlaca bozması ve bacaklara yapılacak olan cerrahi müdahale sonuçlarının kol ve ellere yapılan cerrahi müdahalelere göre daha iyi sonuç vermesidir.
Serebral palside ortopedik cerrahi müdahaleler etkilenen bölgeye ve ciddiyetine göre seçilmelidir. Bunlar arasında kas ve tendon gevşetme ameliyatları, tendon transfer ameliyatları büyük yer tutmaktadır. Spastisitenin ileri boyutta olduğu ve eklem hareketlerinde ileri derecede kısıtlılık yaptığı durumlarda, kemikten düzeltme ameliyatlarıyla fonksiyonun mümkün olduğunca kazanılması sağlanabilmektedir.
Son Güncelleme : 10.09.2024 09:34
© 2023 Tasarım ve Yazılım: Essente Bilişim | Tüm Hakları Saklıdır