Kolesterol ve Kolesterol ilaçları kalp ve damar sağlığını etkiliyor mu?
Kolesterol ve kolesterol ilaçları hakkında görüş bildirmekten uzak durmuştum ama medyada sık yer alan, yanlış platformlara oturtulan bu konuya değinmem gerekiyor:
1. Ülkemizde ve dünyanın büyük bölümünde önde gelen ölüm nedenlerinin başında "damar sertliği"ne bağlı hastalıklar geliyor.
2. Tüm vücudu etkileyebilen damar sertliği kalp ve beyin damarlarını tıkayabiliyor. Kalp krizlerinin, felçlerin temelinde bu yatıyor.
3. Damar sertliği plakları yırtılarak içerikleri kanla temas ettiğinde damarın içerisinde pıhtı oluşuyor ve tam tıkanma krize yol açıyor.
4. Dolayısıyla "damarları kolesterol değil pıhtı tıkıyor" gibi bir önerme baştan saçma. Her koşulda krizlerden tabii ki pıhtılar sorumlu.
5. Peki kolesterolün yeri ne?
6. Damar sertliği ya da tıp diliyle aterosklerozun ortaya konmuş tek bir nedeni yok. Bu nedenle konuşulanların tümü "risk faktörü".
7. Risk faktörü "sebep" anlamına gelmiyor. Örneğin sigara bir risk faktörü; ama kalp krizi geçirenlerin %45'i sigara kullanmıyor.
8. Ne var ki sigara içenlerde kalp krizi 2 kat daha sık görülüyor.
9. Sigara örneğinde olduğu gibi kanıtlanmış bazı risk faktörleri mevcut. Yüksek kolesterol bunlardan bir tanesi.
10. Dikkat edelim: Kolesterol demiyorum; yüksek kolesterol diyorum. Yüksek kolesterolü bir risk olarak görmek kolesterolü kötülemek değildir.
11. Dolayısıyla "kolesterol iyi bir maddedir, şöyle gereklidir, böyle gereklidir" demenin anlamı yok. Zaten bir yapı taşı olduğu biliniyor.
12. Bugünün kolesterolün değil, "yüksek kolesterol"ün bir risk faktörü olduğu kanıtlanmış bulunuyor.
13. Sigara örneğindeki gibi, bu sadece bir risk. Kalp krizi geçirenlerin yarısında kolesterolün yüksek olmadığı biliniyor.
14. Peki her kolesterolü yüksek olana ilaç başlanmalı mı? Cevap net: HAYIR
15. Kolesterol ilaçları da diğerleri gibi gereksiz yere reçete edilebiliyor ya da tersine gerektiği halde verilmeyebiliyor.
16. Tabii ki bir ilaç lobisi var, para kazanılıyor. Bunlar doğru ancak bir ilacın satışa sunulması ve raflarda yıllarca kalması kolay değil.
17. Bir ilaç piyasa için onaylanmadan önce çok sıkı denetimler söz konusu. "Bu ilaçlar zehirdir" demek için bunları bilmiyor olmak lazım.
18. Yıllardır piyasada olan kolesterol ilaçları, depresyon ilaçları, tansiyon ilaçları vb için "bunlar zehirdir" denemez. Kullanım alanları var.
19. "Kimlere ilaç verilmeli?" konusu tabii ki tartışılabilir. Ama öyle ekranlardan "atın bunları, bunlar zehir" demek olmaz, yakışmıyor.
20. Hele hele her karşı görüş öne sürene "ilaç lobisi sizi böyle konuşturuyor" demek hiç etik değildir. Bu bir acziyeti gösterir.
21. Kolesterol bir risk faktörü olmasına karşın damar sertliği risklerini değerlendirirken aşırı "kolesterol merkezli" olmak yanlıştır.
22. Örneğin toplumumuzda zirvede iki büyük risk faktörü var: Yüksek tansiyon ve sigara. Kolesterol bunların arkasında kalıyor.
23. Bunların dışında diyabet (en güçlü risktir), şişmanlık, uyku bozuklukları, bazı stres faktörleri vb bir sürü risk faktörü de var.
24. Dolayısıyla kolesterol ilaçları kişinin toplam riski belirlendikten sonra gerekip gerekmediği tespit edilecek ilaçlardır.
25. Kimi insanda epey yüksek olsa da verilmeyebilir; kimi insanda daha az yüksek olsa da gerekebilir. Amaç "riski düşürmek"tir.
26. Bunları dikkatle okursanız bugün savrulan tartışma argümanlarının bilim dışı olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz.
27. Damar sertliğiyle mücadele bir bütündür. Tetkik sonuçları (şeker, kolesterol vs) bu bütünün sadece parçalarıdır.
28. Bir bilim adamı bir ilacın ne avukatlığını yapar, ne de ona düşman kesilir. Bunlar yanlış yaklaşımlardır.
29. Uzaktan hekimlik yoktur...
Prof.Dr.Orhan Akdemir
Kardiyoloji Uzmanı